İngilizce ya da yeni bir yabancı dil öğrenirken odaklanmamız istenilen ilk konular gramer dersleridir. Bu çok doğaldır çünkü bir dili konuşabilmek için basit de olsa cümle yapısına dair bazı bilgi ve kurallara sahip olmamız gerekir. Bununla birlikte ana dilimizi öğrenirken hiçbir gramer dersi almayız, ancak çevremizdeki insanların kurduğu kurallı cümleler bizim için ilk gramer dersidir. İngilizce öğrenmek de aslında böyledir. Öğretmenimizin kurduğu kuralları cümleler bizim için temel yol gösterici ya da yolun başlangıcıdır. İngilizce kursu gramer odaklı olarak devam eder çünkü öğrenmemiz gereken onlarca yeni kural, kelime ve kullanım şekli vardır. Yine de umutsuz olmaya gerek yok! İngilizce kursu gramer, temel dil bilgisi eğitiminin yanı sıra günlük konuşmalar için de birçok yararlı bilgiyi öğrenmenize yardımcı olacaktır.
Bu makalede İngilizce grameri günlük konuşma ve eylemlerimizde nasıl kullandığımıza dair bazı örnekleri gözden geçireceğiz.
“Talking, laughing, joking”
Konuşmak, gülmek, şaka yapmak… Arkadaşlarımız ya da ailemizle birlikteyken bu tür eylemler yaparız. Bu tür eylemler ya da durumlar hakkında konuşurken genellikle “Phrasal verb”leri kullanırız. Phrasal verb’ler, birden çok kelimeden oluşan cümle gruplarıdır ki, bir tür deyim ya da deyimsel anlamlara sahiptirler. Diğer bir deyişle, bu tür kelime gruplarında kullanılan kelimeler anlamlarının dışında farklı durumları ifade ederler.
Bununla birlikte aynı cümle içerisinde phrasal verb’lerle yan yana kullanılan preposition’lar da vardır. Bu tür preposition’lar çoğu zaman phrasal verb gibi görünebilir, ancak hiçbir zaman deyimsel anlamlara sahip değildirler. Böyle cümleler kurmak için “sosyal” fiil ve edat dediğimiz kombinasyonlarına bakmamız gerekir. Böylece insanların fikir ya da herhangi bir durum karşısında İngilizce kelimeleri kullanarak nasıl tepki verdiklerini öğrenebiliriz.
Bu bağlamda “about” ve “to” kullanımlarına birlikte inceleyelim.
Talk about / laugh about / joke about
İlk grup fiiller “talk about / laugh about / joke about” gibi eylemlerde kullandıklarımızı içeriyor. Günlük İngilizce konuşmalarımızda bu tür filleri pek çok kez “about” ile birlikte kullanırız.
Örneğin:
1: What did you do last weekend?
2: Oh, we went to a café and talked about the drama in Ali’s life.
1: Really? What kind of drama?
2: Well, Ali sent a bunch of money to some guy saying he was a Mısır prince. I guess he had never heard of that famous internet scam…
1: That’s crazy! I think Ali should read the news more often.
2: Yeah, but Ali didn’t seem mad – he laughed about the whole situation. He even joked about it, too!
1: What a positive person!
Bu örnekte iki kişi birisine yapılan şaka hakkında konuşuyorlar.
Talk to/Listen to
Şimdi ikinci grup olan “talk to” ve “listen to” örneklerine bakalım:
“Talk” ve “listen” kelimeleri birer fiildir. “To” ise bir preposition’dur. Biriyle konuşabilir (talk to) ve birisini dinleyebilirsiniz (listen to) .
Örneğin:
“I enjoy talking to my friends and family.”
“She said I was not listening to her.”
Ayrıca birisiyle konuşabilir ve bir şeyleri dinleyebilirsiniz:
“Is Joe talking to that tree?”
“Are you listening to that song again?”
Birçok pop şarkısında “talk to” ve “listen to” kullanımına dair örnekler vardır.
Örneğin Amerikalı şarkıcı Frank Sinatra’ya kulak verelim:
“Talk to me, talk to me, talk to me
Your magical kiss can take me just so far”
Rock grubu Evanescence ise bize “listen to” için bir örnek verebilir:
Listen to each drop of rain (listen, listen)
Whispering secrets in vain (listen, listen)
Bu tür kullanımları çoğaltarak egzersizler yapabilirsiniz. İngilizce kursu gramer size, temel gramer bilgisi hakkında detaylı bilgi ve kullanım pratiği kazandıracaktır.