Seyahat için İngilizce phrasal verb’ler

Resmi dilin İngilizce olduğu bir havaalanında ya da tren istasyonunda daha önce hiç bulundunuz mu? Bu sizin için nasıl bir deneyimdi? Kolay, zor ya da ikisinin arasında!

Bu makalede seyahat ederken ya da ana dili İngilizce olan yerlerde kullanabileceğiniz bazı phrasal verb’lerin üzerinde duracağız. Böylece kısa bir İngilizce gramer tekrarı yapabilir, seyahat için İngilizce phrasal verb konusunun üzerinden geçebilirsiniz.

Bir phrasal verb, iki ya da daha fazla kelimeden oluşur: Bir fiil + preposition ya da zarf veya her ikisi birden… Bu kelimeler hep birlikte yeni bir anlam oluştururlar. Örneğin “get in”, bir yere varmak anlamını taşır.

Aşağıdaki örneğe birlikte bakalım:

Hey, how was your trip?

Well it was… great! But getting there was a pain. The airport was so crowded because of flight delays. We tried to check in at a kiosk but the machines were down. So, we stood in line for 45 minutes just to pick up the tickets.

Oh no!

Then, our flight had a two-hour delay. The plane finally took off at 9:00.

What time did you get in?

Around 4:00. Our driver picked us up on time and was super sweet. He dropped us off at the hotel and we checked in without any trouble. The rest of the trip was wonderful!

That’s great. I’m looking forward to my next big trip!

 

Bu diyalogdaki altı phrasal verb’ü buldunuz mu? Her birine bakmadan önce, birkaç detay üzerinde durmamız gerekiyor.

 

What is ‘transitive’?

İngilizcedeki Phrasal verb’ler ya geçişli ya da geçişsizdir.

Geçişli bir fiil, tam bir düşünceyi ifade etmek için doğrudan bir nesneye ihtiyaç duyar.

Doğrudan bir nesne, fiil eylemini alan kişi veya şeydir.

Örneğin, “I brought my suitcase” cümlesi geçişlidir. “I brought” kelimesi, “my suitcase” direkt nesnesi olmaksızın tam bir düşünce oluşturmaz.

Geçişsiz bir fiil, tam bir düşünceyi ifade etmek için doğrudan bir nesneye ihtiyaç duymaz. Örneğin, “The plane landed” mükemmel bir anlam ifade eder.

 

Are they separable?

Phrasal verb’ler birbirinden ayrılabilir veya ayrılmaz… Peki, bu ne anlama geliyor?

Bir phrasal verb ayrılabilirse, doğrudan nesne fiilin ortasında görünebilir.

Eğer ayrılmazsa, nesne peşinden gelmelidir.

Geçişli ya da değil, ayrılabilir ya da değil – karmaşık görünüyor ama değil! Birlikte örneklere bakalım:

 

Check in
Check into (something)

Check in, birden fazla anlama sahiptir.

 

We tried to check in at a kiosk but the machines were down.

The speaker also used it about the hotel:

…and we checked in without any trouble.

 

Bu örnektel check-in yapmak, “bir yere vardığınızda, orada olduğunuzu bildirmek için birisine rapor vermek” anlamına gelir.

Bir köşede check in yaptığımızda, makine bize bir uçak bileti veriyor. Bir otele girdiğimizde ve check in yaptığımızda biri bize oda anahtarı verir.

 

Bir başka örneğe bakalım:

We checked into the hotel without any trouble.

Direkt nesne “otel” dir.

 

pick up (someone)
pick (someone) up

“pick up“ geçişli ve ayrılabilir bir fiildir.

Bugün iki anlamını kullandık. İşte ilki;

So, we stood in line for 45 minutes just to pick up the tickets!

Burada, “Bir şeyler almak için bir yere gitmek” anlamını taşıyor. “The tickets”, direkt nesne olduğu için fiilden sonra geliyor. Ancak, pick up ayrılabilir bir phrasal verb’tür ve nesneyi ortaya da koyabilirsiniz:

So, we stood in line for 45 minutes just to pick the tickets up!

 

Diğer örneğe bakalım:

Our driver picked us up on time and was super sweet!

“Pick up” fiilinin anlamı “insanları ya da eşyaları arabaya, otobüse, gemiye ya da başka bir şeye koymak”tır.

Burada “pick us up” ifadesine dikkat etmemiz gerekiyor. Bir fiili ayrılabilir olduğunda, zamirler doğrudan ortaya girebilir.

 

take off

Bu, birçok anlamı olan bir fiildir, ancak bugünkü anlamı kolaydır: “uçmaya başlamak”.

The plane finally took off at 9:00.

 

get in

“get in” de geçişsiz bir fiildir.

What time did you get in?

Around 4:00.

“Bir yere varmak” anlamına geldiğini unutmayın.

 

look forward to (something)

Ve son fiilimiz “look forward to”. Üç kelimeden oluşan bu fiil, geçişli ve ayrılmaz türler arasındadır.

That’s great! I’m looking forward to my next big trip!

Bir şeyi dört gözle beklemek, “onu zevkle beklemek” demektir. Direkt nesne “my next big trip.” cümlesidir.

 

 

 

 

Diğer Yazılar

Çocuklar İçin Pedagojik İngilizce Kursu

Çocuklar, özellikle dil öğrenimi sürecinde hızlı bir gelişim gösterir. Bu süreçte pedagojik yöntemlerle desteklenen eğitimler, çocukların dil becerilerini daha etkili bir şekilde geliştirmelerine yardımcı olur. Çocuklar için İngilizce kursları, yaş

Devamını oku »

Akademik İngilizce Kursları

Yüksek lisans eğitimi almak, birçok kişinin kariyer hedeflerine ulaşmak için attığı önemli bir adımdır. Ancak bu süreçte, özellikle yurt dışında bir üniversitede yüksek lisans yapmak isteyenler için en büyük engellerden

Devamını oku »

Hey! Sana özel teklifimiz var!

#WEB30

Dil Eğitimini tamamlaman için web sitesine özel indirim kazandın! Özel indirimin ile dil serüvenini başlatmak için hemen iletişime geç! Eğitim Danışmanın ile #WEB30 kodunu paylaş ve tüm kurslarda geçerli net %30 indirim kazan!

veya