Bir cankurtarana mı ihtiyacınız var? İngilizce öğrenirken yaşadığınız zorluklar büyük bir okyanusta kaybolduğunuz hissine kapılmanıza mı neden oluyor? Haklı olabilirsiniz çünkü herhangi bir yardım almadan doğru yönü bulmak pek de kolay değildir. Fakat dil öğrenirken yaşadığınız bu zorlukların üstesinden gelmek düşündüğünüzden daha kolay! Üstelik bu zorlukları çeken sadece siz değilsiniz. Sınıf arkadaşlarınızın ve diğer İngilizce öğrenenlerin de aynı problemleri yaşadığına emin olabilirsiniz. Muhtemelen onlar da stresli bir dersin ya da sınavın ardından saçlarını çekiştirip, kahve üzerine kahve içiyorlardır. Aslında İngilizce öğrenirken bu tür zorlukların üstesinden gelmek bir grup olarak daha kolaydır. Grup eğitimi, öğrenmeyi daha eğlenceli hale getirir ve zor İngilizce konuları hakkında hissettiğiniz stresi azaltır. Bununla birlikte İngilizce birebir eğitim de, okyanusta en önemli cankurtaranınız olmaya adaydır.
İngilizce eğitimleri her zaman sınıf ortamında yapılmak zorunda değildir. Bir kafeteryada, sınıf arkadaşınızın evinde, restoranda, parkta veya toplu taşımada bile diyaloglar üzerine çalışabilirsiniz. İngilizce grup arkadaşlarınız -ki bunu öğretmeninizle de yapabilirsiniz- gerçek dünyadaki durumları İngilizceye uyarlayarak öğrenmeyi daha etkili hala getirebilir. Peki, grubunuz doğru bir şekilde çalışıp çalışmadığınızı bilmiyorsa ne olur? İşte bu aşamada İngilizce kursu öğretmeninizden yardım isteyebilirsiniz. Böylece grup eğitimlerindeki birtakım oyun ya da benzeri yöntemler çok daha faydalı olacaktır.
Şimdi, İngilizce kelimeler öğrenirken en fazla zorlanılan noktalardan biri olan çok anlamlı kelimeler konusuna birlikte göz atalım.
Çok anlamlı kelimeler
Hiç bildiğinizi düşündüğünüz İngilizce bir kelimeyi çok başka bir anlamanda gördünüz mü? İngilizce kelimeler pek de kolay değildir çünkü çoklu tanımlara sahip birçok kelime vardır ve bu yüzden anlamlarını yanlış öğrenme ihtimaliniz daha yüksektir. Her kelime için birçok farklı tanımı ezberlemek de zordur.
Örneğin “date” kelimesi şu anlamlara gelebilir:
- Ayın belirli bir günü
- İki arkadaşın birbiriyle buluştuğu zaman
Kelimenin yukarıdaki hangi tanımı kullanıldığını anlamanın tek yolu, içerik ipuçlarına dikkat etmektir. Bu da, kelime için hangi tanımın anlamlı olduğunu bulmak için diğerlerini ve cümleleri analiz anlamına gelir.
Zor bir İngilizce kelime için tüm tanımları öğrenmemiş olsanız bile, ancak içerik ipuçları doğru tanımı anlamanıza yardımcı olabilir.
Aşağıdaki iki cümlede “date” için hangi tanımın mantıklı olduğunu anlayabilir misiniz?
When’s the date for the first day of school again?
Would you like to go on a date with me?
İlk cümlede, birisi okulun açılacağı tarihi öğrenmek istiyor. Bu, iki kişinin birlikte zaman geçireceği bir etkinlik değil. İlk tanım burada geçerlidir.
İkinci cümle biraz daha zor, ancak kişinin belirli bir günü belirtmediği söyleyebiliriz. Burada daha çok “seninle zaman geçirmeyi istiyor,” gibi bir anlam vardır.
Bununla birlikte, konuşmanın diğer bölümlerine de -isim, sıfat, vb- dikkat etmek gerekir.
Örneğin point kelimesi şu anlamlara gelebilir:
- Bir yere, yöne, kişiye veya bir şeye doğru hareket etmek (fiil)
- Bir nesnenin keskin ucu (isim)
Aşağıdaki cümlelerde, hangi tanımın daha anlamlı olduğunu anlamak için point kelimesinin rolüne bakın.
Can you point to the exit? I can’t find it.
She tapped me with the point of her pencil.
İlk cümlede, “point” kelimesi fiil olarak kullanılıyor, dolayısıyla ilk tanımın geçerli olduğu sonucuna varılabilir. İkinci cümlede, “point” kelimesi bir isim olarak işlev görür ve ikinci tanımın geçerli olduğunu söyleyebiliriz.