Birçok kişi, yılbaşı sabahı -ya da akşamı- büyük bir mutluluk ya da hayal kırıklığı yaşar. Bu sevinç ya da üzüntünün kaynağında aile üyeleri vardır, çünkü yılın bu son gününde söz konusu olan çekici bir yılbaşı hediyesidir. Ve günlerden hangi gün olursa olsun, bir hediye sizi mutlu da edebilir, mutsuz da! Küçük bir çocuğun yılbaşı gecesi beklediği hediye, şüphesiz PlayStation’dan başkası değildir. Sabah uyanır uyanmaz hediye paketini açar. Ancak karşısında PlayStation yerine İngilizce gramer kitabı durmaktadır. Düşünsenize, bir çocuk için ne büyük bir hayal kırıklığı!
Bu makalemizde, sürpriz, şaşkınlık ya da hayal kırıklıklarımızı dile getiren İngilizce kelimeler hakkında konuşacağız. Diğer bir deyişle, kişilerin sevinç, üzüntü ya da beklentilerini İngilizce olarak nasıl dile getirdiklerini inceleyeceğiz.
Counter expectation
Birçok dilde, genelde “beklentileri” ifade etmek için kullanılan kelimeler vardır. Kişiler, olayların beklendikleri gibi olmadığını ya da gelişmediğini ifade etmek için ”counter expectation” olarak tanımlanan bu sözcükleri kullanırlar.
”Counter expectation”, biraz kafa karıştırıcı gibi gelebilir ama siz bu terimi pek önemsemeyin. Asıl odaklanmanız gereken, kişilerin, aslında istedikleri gerçekleşmediğinde -örneğin hediye paketinden PlayStation yerine İngilizce bir gramer kitabı çıktığında- dudaklarından dökülen kelimelerdir.
İngilizce bu amaca hizmet eden birçok kelimeye sahiptir. “Even”, “stil” ve “actually”, bu tür kelimeler arasında en fazla kullanılanlardır ki onları günlük konuşmalarla sıklıkla duyarsınız. Kişiler bu kelimeleri sevinç, şaşkınlık ya da hayal kırıklıklarını göstermek için kullanır. Bu kelimeleri tonladığımız ses, hissettiğiniz duyguyu açık bir şekilde ele verecektir. (Kelimenin şaşkınlık, hayal kırıklığı ya da mutluluk derecesini de dudaklarımızdan dökülen bu ‘ses’ belirler.)
Şimdi, her kelime için bazı örneklerini birlikte inceleyelim:
1.Even
Kişiler şaşkınlık ya da hayal kırıklıklarını ifade etmek için sıklıkla “even” kelimesini kullanırlar.
Genç bir çocuk hayal edin, anne veya babasının -belki de amcası ya da büyükbabasının- yılbaşı gecesi onu telefonla aramasını bekliyor. Fakat telefon asla çalmıyor. Çocuk muhtemelen şöyle bir cümle kuracaktır:
“What’s wrong with him? He didn’t even call me on Christmas day.”
Bu cümledeki “even” kelimesi, çocuğun hayal kırıklığını ifade etmektedir. Diğer bir deyişle, çocuk yaşadığı hayal kırıklığını anlatır. Eğer isteseydi, aynı duyguyu şu uzun cümleyle de anlatabilirdi:
“I was expecting him to call on Christmas Day, but I didn’t hear from him. Why didn’t he give me a call?”
“Even” kelimesi çocuğun hayal kırıklığını çok daha belirgin hale getirir çünkü aile üyelerinin onu aramaya çalışmadığının vurgusunu yapar.
Fakat “even” kelimesi her zaman üzgünlük ya da olumsuzluk anlamına gelmez. Kimi zaman mutluluk ifadesi olarak da kullanılabilir.
Adı Ted olan birisini hayal edin. Ted unutkan bir adamdır. Ailesine yılbaşı kartı veya hediye göndermeyi sürekli unutur. Ted’in ailesi ondan Noel mektubu aldıktan sonra şu konuşmayı yapabilir:
“Did you see Ted’s letter?
Yeah – he even sent us a gift!”
Burada, “even” kelimesi hoş bir sürprizi gösterir. Aslında Ted’in annesi ondan bir armağan beklememektedir. “He even sent us a gift” diyerek, Ted’in beklentilerinin ötesine geçtiğini ifade eder.
2.Still
Amerikalılar bazen beklentilerinin tam olarak karşılanmadığını göstermek için “still” kelimesini kullanırlar.
İyi bir örnek olması açısından 1986 yapımı olan “Ferris Bueller’s Day Off”in son sahnesinden söz edebiliriz. Filmin sonunda Ferris aşağıdaki satırları söyler.
“You’re still here? It’s over! Go home. Go!”
Filmdeki sahnede, Ferris’in yüzündeki şaşkınlığı görebilirsiniz. O, “You’re still here,” derken insanların hâlâ orada olmasından duyduğu rahatsızlı ya da hayal kırıklığını ifade etmeye çalışır.
Şimdi, farklı bir durum hayal edin. Bir aile Noel yemeğindedir. Fakat bu arada aile üyelerinden birinin, Uncle Bob’un, masada olmadığını fark ederler. Herkes, Bob’ın “hoşça kal” demeden gidip gitmediğini merak eder.
“-Have you seen Uncle Bob?
-No. Did he leave? Wait! There he is! He’s still here!”
Konuşmanın sonundaki “stil” kelimesi, kadının, Bob’un hala aralarında olduğunu duyduğundaki şaşkınlığını dile getirir. Kadın, bunun tam tersini ummuştur.
3.Actually
Şaşkınlık ya da hayal kırıklığını belirtmek için sıklıkla kullanılan dördüncü kelimemiz “actually”dir.
“Actually” kelimesi, düşünülmüş veya beklenenden farklı olsa bile, bir şeylerin doğru olduğunu ileri sürer.
Uncle Bob’ın, çam ağacının dibinde, çok beğendiği bir Noel hediyesi gördüğünü ve ardından hediyeyle birlikte kaçıp gittiğini hayal edin. Bir konuşmacı şöyle diyebilir:
“I can’t believe it! Uncle Bob actually stole her Christmas gift.”
Muhtemelen partinin diğer misafiri olan kişi, olayın tuhaflığını vurgulamak için “actually” kelimesini kullanır: “Uncle Bob actually stole her Christmas gift.”
Kişiler pozitif duygularını göstermek için de “actually” kelimesini kullanabilirler.
Noel hediyesi vermeyi hatırlayan karakterimiz Ted’e geri dönelim:
Ailesi Ted’ten bir hediye almanın şaşkınlığını şu sözlerle de ifade edebilirdi:
“Ted actually gave us a gift!”
Burada, “actually” kelimesi, bu tuhaf olaydan hoşnut olduklarını gösteriyor: Ted, Noel’i hatırladı!
Hepinize, sevdiklerinizle birlikte geçireceğiniz huzur ve mutluluk dolu yeni bir yıl dileriz!
Happy New Year!