Günün herhangi bir saatinde belki eskilerden, belki de yeni duyduğunuz bir şarkının birkaç satırı dilinize takılır. Şarkı güzel olmasına güzeldir ama olduk olmadık zamanlarda.
Kabul etmeliyiz ki, “Hello! How are you?” cümlesi, en popüler ya da en sık başvurduğumuz -en basit- tanışma kelimesidir. Bir diğer deyişle, İngilizce günlük.
“Mickey ve Minnie”, “Tom ve Jerry” ya da “Fred ve Wilma Flintstone” ve çocukluğumuzun diğer eğlenceli çizgi filmleri… Birçoğunu hala hatırlıyoruz, değil mi? Günümüzde.
İngilizce kitap okumak istediğinizde, hangisinden başlayacağınıza karar vermek oldukça zordur. İngilizce kursu ya da İngilizce birebir eğitim, bu dili öğrenmek için ilk adım olabilir..
İngilizce pratik yapmanın en kolay yollarından biri de evinizdeki, çalışma masanızdaki, mutfağınızdaki hatta arabanızdaki ve çevrenizdeki tüm eşyaların isimlerini öğrenmektir. Böylece kısa süre içerisinde.
Kim film izlemekten hoşlanmaz ki! Fakat çoğu zaman sinemaya gitmek ya da evde film izlemek için yeterli zamanımız olmaz. Filmler genellikle 1,5 saatten fazla.
Pek çok kimse, okumaya başladığı bir kitabı yarım bırakmaktan hoşlanmaz ve çoğu zaman romanın kurgusunu beğense de beğenmese de kitabı bitirir. Bu insana, başladığı.
En son ne zaman ağladınız? Acıklı bir aşk hikâyesinin anlatıldığı filmin sonunda mı yoksa yaralı bir sokak kedisini veterinerde tedavi ettirirken mi? Ama neyse.
Dear readers, Mektup yazmak -günümüzde o eski mektupların yerini E-postalar alsa da- aslında oldukça önemli bir iş becerisidir. Kendi dilinizde bu yeteneğe sahip olmanızın.
