Bir Çek Atasözü der ki, “İnsanlar bildikleri dil sayısı kadar hayat yaşarlar.” Güzel söz! ‘Bilmek’ eyleminin önemini vurguladığı gibi, kendinizi geliştirmenin yaşam kültürümüze olan katkısını da açık bir şekilde gözler önüne seriyor. Peki, ‘bilmek’ ya da ilk etabına bakarsak ‘öğrenmek’ eylemi ‘dil eğitimi’ söz konusunda olduğunda nasıl gerçekleşiyor? Dil öğrenirken, -diyelim ki İspanyolca öğrenmeye karar verdiniz- dil ve beyin arasındaki ilişki nasıl ilerliyor? Örneğin İspanyolca özel ders, beynin doğal öğrenme eylemini gerçekleştirmesine nasıl katkıda bulunuyor? Bazı araştırmalara göz atmakta fayda var.
Kendi öğrenme biçimini geliştirmek
Uzun yıllardır sürdürülen dil ve beyin üzerine araştırmalar ilginç sonuçlar ortaya koyuyor. Dil öğreniminin doğal bir olay olduğu, hatta kendi kendini gerçekleştirdiği artık bilinen bir tez. Burada doğal öğrenmenin, çocukluktan itibaren başladığı düşünülebilir ki, doğrudur. Ama hepsi sadece bu değil!
Beynin öğrenme biçimi alanında yapılan yeni bilimsel araştırmalar ‘doğal öğrenmenin’ ötesinde, -özellikle dil eğitimi için- önemli sonuçlar veriyor. Yeni verilere göre beynimiz çok daha esnek bir yapıya sahip. Beynin belirli bölgelerindeki işlevlerinin doğuştan belirlenmediği, deneyim ve öğrenim yoluyla şekillendiği ortaya konulmuş durumda. En basit anlatımıyla diyebiliriz ki, kişiler beynin işlem gücünü kullanabilmek için kendi öğrenme biçimlerini geliştirmek zorundalar. Az önce verdiğimiz örnekten yola çıkarsak, İspanyolca öğrenmek isteyen birisinin -bilimsel sonuçlar göz önünde bulundurulduğunda- İspanyolca özel ders alması, öğrenme yöntemlerinden sadece birisi olabilir. (Şöyle düşünün: Beynin işlem gücünü kullanabilmek için onu durup dinlemeden beslemek zorundasınız!) Dil öğrenmeye karar verenlerin bu tür bilimsel açıklamaları önemsemeleri gerektiğini düşünüyoruz. Örneğin “İspanyolca özel ders Şişli merkezli bir dil okulu ya da kursa gitmeliyim…” gibi düşüncelerimizi ertelemememiz gerekiyor.
Beynin ‘öğrenirken’ dış dünyayla ilişkisi
Şimdi beynin işlem gücünü kullanabilmek için yapılan araştırmalarda bir başka sonuca bakalım. Kaynaklara göre, beynin farklı ihtisas alanları olduğu, örneğin beynin sağ ve sol bölümlerinin öğrenmede özel işlevi olduğu şeklindeki tez konusunda artık farklı açıklamalar var. Yeni çalışmalar, beyin sisteminin dış dünyayla bir bütün halinde ilişki içerisinde olduğunu savunuyor. Bu da şöyle açıklanabilir: Beyin, dış dünya ile bağlantılar kurarak öğrenimi geliştiriyor. Örneğin İspanyolca özel ders alıyorsanız eğer, tekrarlar, alıştırmalar ve pratiklerle beyninize yardımcı olmak tamamen sizin elinizde!
Azimli ve kararlı olun!
İspanyolca, İngilizce, Fransızca ya da dünyanın diğer dilleri… Hangi dili öğrenmeye karar verdiyseniz -bu birkaç dil de olabilir- verin, ilk yapmanız gereken azimli ve kararlı olmaktır. (Beyninize bu konuda yardımcı olmak tamamen sizin elinizde!) İşte bu karardan sonra, örneğin ‘Ben İspanyolca özel ders almaya karar verdim,” diyorsanız eğer, artık bu dili nasıl öğreneceğinizi araştırmaya başlayabilirsiniz.
Anlamadıysanız sorun!
İşte, dil öğrenirken başımıza gelen en sıkıntılı durum! Örneğin İspanyolca özel ders eğitimi alıyorsunuz. Öğretmeniniz konuşurken kimi kelimeleri anlamayabilir ya da yanlış anlayabilirsiniz. Fakat genelde yapılan yanlış, sormak yerine çekingen olmak ve susmaktır. Oysa öğrenmenin temel işlevlerinden biri de ‘sormaktır’. Çekinmeyin, anlamadıysanız sorun!
Sordunuz, öğrendiniz ama hala zorlanıyorsunuz çünkü henüz beyninize tam olarak yardımcı olmuş değilsiniz. Bunun bir yolu daha var: Öğrendiğiniz dili ilgi alanlarınıza sokun! Nasıl mı? Kitap okumak, film izlemek, gezi kitaplarını incelemek, dizi film seyretmek, İnternet’te bilimsel araştırmaları okumak ve benzerleri… Örneğin İspanyolca özel ders ödevlerinizi yapmadan önce ünlü İspanyol artistlerin ya da yönetmenlerin filmlerini izlemek hiç de fena bir fikir değil! Ya da, Real Madrid’in İnternet sayfalarında gezinmek! İlgi alanları öğrenmeniz için sonsuz bir kaynaktır. Bir yandan ilgi duyduğunuz alanda kültürel birikimlerinizi artırırken bir yandan da dilinizi geliştirmiş olacaksanız.