Şimdi, 1991 yapımı Amerikan filmi “City Slickers”ı izlediğinizi hayal edin. Film, oldukça mutsuz bir adamı ve onun iki arkadaşının başından geçenleri anlatır. Üç adam, günlük problemlerinden kısa bir süre de olsa uzaklaşmaya karar verirler ve Amerika’nın güneybatısına doğru kısa bir yolculuğa çıkarlar.
Filmde şöyle bir diyalog duyarsınız:
“When you’re a teenager, you think you can do anything – and you do. Your twenties are a blur. Thirties, you raise your family, you make a little money and you think to yourself, ‘What happened to my twenties?”
Filmin karakteri aşağı yukarı şöyle söylemektedir: “Genç bir delikanlıyken hayatta her şeyi yapabileceğini düşünürsün – ve yaparsın da. Yirmiler ise biraz bulanıktır. Otuzlarda bir aile kurarsın ve biraz para kazanmayı ve kendini düşünürsün; “Yirmili yaşlarıma ne oldu?”
Fakat bu makalede konumuz kaybolup giden yıllarımız değil. Bunun yerine ilginç ve bir parça da tuhaf bir fiil hakkında konuşacağız: “make”.
“Make” fiili hakkında daha önce hiç düşündünüz mü? Bu fiilin farklı durumlarda farklı anlamlara geldiğini hiç fark ettiniz mi?
Bu makalede günlük konuşma dilinde “make” fiilinin üç anlamını araştıracağız. Bir cümlede onu takip eden isim ifadesine bağlı olarak farklı anlamlarının nasıl olduğunu öğreneceğiz.
The verb make
“Make” düzensiz bir fiildir. Fakat diğer birçok fiilden farklı olarak, past tense’te sonuna bir –ed eklenmesiyle oluşmaz. Bunun yerine past tense’te “made” olarak kullanılır.
“Make”in gerçek anlamı “bir şeyi yaratmak ya da üretmek” demektir. Ancak, bu anlam günlük konuşmada pek yaygın değildir.
Bunun yerine, İngilizce konuşanlar genellikle farklı anlamları ifade etmek için kullanırlar. Bu anlamları, fiilden sonra bir dizi isim ifadesinden birini kullanarak gösterirler.
Beraber kullanılan, make+noun yapılarının deyimsel bir anlamı vardır.
Gramer uzmanları da, make + noun yapısındaki ifadenin yaygın olarak bir düzineden fazla anlam taşıdığını ifade ederler.
Bu makalede bu anlamların üçü üzerinde duracağız. Bu ifadeler, okulda, ofiste, arkadaş ve aile arasında neredeyse her durumda kullanılabilir.
1.Perform an action
“Make” fiilinin ortak anlamı, bir eylemi gerçekleştirmektir.
Örneğin:
Bir ebeveyn olarak çocuğunuza şunu söylemelisiniz, “You need to make your bed.”
Ya da birisinin aşağıdaki cümleyi söylediğini duyarsınız:
“I would like to make a phone call.”
Her iki örnekte de “make” fiili bir eylemin gerçekleşmesini önermektedir. Yani, bir İngiliz konuşmacının “make the bed,” dediği zaman, bu, yatak örtüsünü ve çarşaflarını düzleltme eylemini gerçekleştirmek anlamına gelir.
Birisi “make a phone call,” dediğinde, telefona gitme, numarayı arama ve başka bir kişiyle konuşma eylemi ifade edilmektedir.
2.Plan or decide to do something
“Make” fiilinin ikinci anlamı bir şey hakkında plan yapmak ya da karar vermektir. “Make”, bir randevu, plan ya da bir karar gibi bir isim cümlesi izlediğinde bu anlamı taşır.
Şöyle bir telefon görüşmesine kulak misafiri olduğunuzu hayal edin:
Person 1: Good afternoon, this is Doctor Smith’s office.
Person 2: Good afternoon. I would like to make an appointment with Dr. Smith.
Person 1: I’m sorry, he’s not available until Friday. Would you like to make an appointment for this Friday?
Person 2: I don’t think that will work – I’ve already made plans to go out of town!
make+a noun yapısının kullanıldığı iki ifadeyi duydunuz. “Make an appointment” birisiyle buluşmak ya da görüşmek için yapılan plandır.
Diyalogta diğer kişi; “I’ve already made plans to go out of town,” der ki bu da, zaten bir şey yapmaya -şehir dışına çıkmaya- karar vermiştir anlamına gelmektedir.
Bu tür yapıları sıklıkla haberlerde ya da TV şovlarında duyabilirsiniz. Hemen hemen her gün, haber ajansları, The president has made a decision to… ” or “The committee has made plans to….” şeklinde anonslar yapar.
3.Earn money
“Make” fiilinin üçüncü ortak anlamı: “to earn Money”dir.
Örneğin, bir öğrenci şöyle söyleyebilir; “”Now that I’ve finished school, I have to make a living.”
Bir iş adamı, bir finans uzmanına, “My business made a profit last year.” diyebilir.
Her iki cümlede “make” para kazanma eylemini ifade eder.
Makalemizin başlangıcındaki ilk cümlemizde buna benzer bir örnek var:
“When you’re a teenager, you think you can do anything – and you do. Your twenties are a blur. Thirties, you raise your family, you make a little money and you think to yourself, ‘What happened to my twenties?”
Siz de Amerikan filmleri ya da TV şovlarını izleyerek make + a noun yapısına uygun ifadeleri öğrenebilirsiniz.