İngilizce konuşanlar, hoşlanma ya da hoşlanmama durumlarını farklı şekillerde ifade ederler. Hepimiz bu duyguları dile getirmek için “like”, “enjoy”, “love” ya da “hate” kelimelerinin nasıl kullanıldığınız biliyoruz. Peki, duygularınızı İngilizce ifadeler ile nasıl anlatırsınız?
Örneğin:
Yeni profesörü çok seviyor .
Biz zevk su restoranlar.
Ben seviyorum uzak yerlere seyahat.
Soğuk hava ve kardan nefret ediyorlar .
Bunlar beğenileri ve hoşlanmama durumlarını ifade etmenin basit ve ortak yoludur ama akıcı İngilizce konuşanlar başka yöntemler de kullanırlar. Bazıları biraz daha nüanslı ve çok direkt söylenen ifadelerdir.
Bu makalede, sizin de en kısa sürede kullanmaya başlayabileceğiniz 4 İngilizce ifade üzerinde duracağız.
İçeri girmek … / olmayacak …
“To be into…” ile başlayalım. Bu çok resmi olmayan bir ifadedir. Amerikan İngilizcesini konuşanlar genellikle zarf olarak “really” kelimesini de bu ifadeye eklerler.
“To be really into”, bir şeyleri “çok beğendiğiniz” anlamına gelir.
Bu deyimin gramer yapısı şöyledir: subject + to be + like/dislike word or phrase + noun
Örneğin:
Gerçekten karaokeye girdim . Her fırsatta kalabalığın önünde şarkı söylerim.
Ama ya birisinin gerçekten bir şeyler yapmaya başladığını ifade etmek isterseniz? Bu durumda gramer yapısı şu şekilde değişecektir.
80’lerin şarkılarını gerçekten şarkı söylemeye alıyorum.
Burada dikkat edilmesi gereken ‘gerund’ kullanımıdır.
konu + + gibi / beğenmeme kelimesi ya da cümle + gerund (ve bazen) + isim
Bu makaledeki tüm ifadeler bu iki yapıdan biriyle kullanılabilir.
Cümlenin negatif şekli – to not really be into – çoğu zaman birisinin bir şey için güçlü bir hoşnutsuzluğa sahip olduğu anlamına gelmez; Bu sadece kişinin çok az ilgisi veya ilgisi olmadığı anlamına gelebilir.
Örneğin:
O gerçekten beyzbol topu değil. Ama futbolu sever. Belki siz bir futbol maçı yakalayabilir misiniz?
Hayranı olmak… / hayranı olmamak…
Şimdi diğer ifademize birlikte bakalım. Tıpkı “to be really into” ifadesinde olduğu gibi “to be a fan of” ifadesi de bir şeyden çok fazla hoşlandığınızı ifade eder. Amerikalılar bu ifadeye genellikle “big” ya da “huge” sıfatlarını ekler.
Dikkat edilmesi gereken bir şey var: İnsanların bir spor takımının ya da bir film yıldızının hayranı olduklarını söylediğini duymuş olabilirsiniz. Bunlar, “fan” kelimesini kullanmanın yaygın yollarıdır. Ancak, hemen her konuda hayran olmayabiliriniz.
Örneğin:
Ben suşi büyük bir hayranıyım. Gidebileceğimiz harika bir Japon yer biliyorum.
Dikkat edin bu örnek, tartıştığımız ilk yapıyı kullanır.
Ayrıca, bu deyimde, bazen “fan” kelimesi, sevdiğiniz şeyden sonra gelir.
Ben büyük bir sushi hayranıyım . Gidebileceğimiz harika bir Japon yer biliyorum.
Bu ifadenin olumsuz kullanımı ise “not a big fan of” şeklindedir. Böylece hoşlanmadığımız bir durumu güçlü bir şekilde ifade etmiş oluruz.
Örneğin:
Süpermarkette hiç alışveriş yapmamıştım. Çok kalabalıklar. Marketlerimi online sipariş etmeyi tercih ederim .
Bu örnekte “have been” fiilini kullandığımızı fark ettiniz mi? Ayrıca, burada daha önce tartıştığımız ikinci yapıyı kullandık.
Çıldırmak için… / çıldırmamak…
Olumsu ve olumsuz formlarda olan bu ifadeler farklı kullanımlara sahiptir.
Amerikan İngilizcesinde, pozitif formu çok daha az kullanılır. Bununla birlikte bu ifade özellikle birisi için hissettiğiniz güçlü romantik duyguları ifade etmenin bir yoludur.
Örneğin:
Onun için deliriyor. Sanırım onunla evlenmesini isteyecek.
Bazen spor ya da sanat gibi aktiviteler için de kullanıyoruz:
Örneğin:
Çocuklarım futbol hakkında çılgınlar. Bu yaz futbol kampına gidiyorlar.
İfadesini söyleyerek daha eski bir yolu edat kullanılmış için yerine about :
Opera için deli. Ne kadar maliyeti olursa olsun, her sezon bilet alır.
Şimdi, negatif için – neredeyse her zaman romantik olmayan şeyler için negatif formu kullanıyoruz. Bu, bir şeyin hayranı olmadığımız anlamına geliyor: not be a fan of.
Örneğin:
Çimler biçmek konusunda deli değilim . Benim için işi yapmak için genellikle birisine para öderim.
Düşkün olmak… / düşkün olmamak…
Ve son ifademiz, “to be fond of”… Bu ifadeyi daha çok yiyecekler ve insanlar hakkında kullanıyoruz. Bu ifade genellikle İngiliz İngilizcesinde daha yaygındır. Ancak olumsuz formu, Amerika Birleşik Devletleri’nde daha sık kullanılır.
“To be fond of”, birisi ya da bir şeyi sevmek, hoşlanmak anlamını taşır.
Örneğin:
O çocuklardan beri bebeklere düşkündür.
Bu ifadenin olumsuz formu ise, tam tersi anlama sahiptir.
Örneğin:
Mark hiç sebze yemedi. Onu hiç salataya dokunduğumu sanmıyorum – hiç!