Doğru Okuma Seviyenizi Seçin
İngilizce ya da bir başka dil öğrenirken olmazsa olmaz kurallardan biri de pratik yapmaktır. Hangi kur ya da aşamada olursanız olun, gün içerisinde en az bir saatinizi İngilizce için ayırmalısınız. İngilizce kursu ile ilk adımı atıp, temel İngilizce eğitimi aldığınız andan itibaren ilgi alanlarınıza yönelik egzersizleri de araştırmaya başlamalısınız. Bu aslında hiç de zor değil! Tek yapmanız gereken, hangi öğrenme biçiminin sizin için çok daha uygun, eğlenceli ve sürükleyici olduğunu bulmak! Bu konuda İngilizce kursu ya da İngilizce özel ders öğretmeninizden de destek alabilirsiniz elbette. Fakat ast olan, kendinize uygun öğrenme biçimini belirlemek ve büyük bir cesaretle dur durak bilmeden çalışmaktır. Şurası bir gerçek ki, İngilizcenizi ancak derslerinizi, ödevlerinizi ve ekstra egzersizlerinizi programlı bir şekilde yaparak geliştirebilirsiniz. (Bu bir kural!) Bununla birlikte sizi, eğlenceli yöntemleri denemekten hiç kimse uzak tutamaz! Örneğin okumak! (Reading). Neden olmasın? Hatta bugüne kadar zaman ayıramadığınız Dünya Edebiyatı Klasiklerinin pek çoğunu İngilizce öğrencileri için hazırlanan özel sesli kitaplarla dinleyebilir ve okuyabilirsiniz. Dünya Edebiyatı Klasikleri sadece İngilizcenizi geliştirmekle kalmayacak, konuşmak için konu bulamadığınız o en zor ve sıkıcı anlarda imdadınıza yetişecektir. Kim, Tolstoy’un “War and Peace”i hakkında konuşmak istemez ki! Eğer henüz Tolstoy’u okumaya hazır değilseniz, aşağıdaki önerilere de göz atabilirsiniz.
Kısa ya da uzun okumalar yapın
Bazı kısa hikâyeler 5.000 kelimeden uzunken, bazıları 50 kelimeden kısa olabilir. İlgi alanınıza giren türü ya da beğendiğiniz bir yazarı okumaya karar verdiğinizde, seçim yapabileceğiniz birçok farklı tür ya da uzunlukta hikâyelere ulaşmaya hazırsınız demektir. Eğer çok zor bir hikâye seçerseniz, bilmediğiniz kelime ya da ifadelerle boğuşmak zorunda kalır, çok zaman harcar ve sonunda okumaktan vazgeçersiniz. Ya da çok kolay ve kısa bir hikâye seçerseniz, daha az yeni kelimeler öğrenir ve sonuçta yine sıkılırsınız. Okuduğunuz herhangi bir metinden -kısa hikâye, makale, günlük bir haber ya da benzerleri- yalnızca birkaç kelime öğreniyor olsanız dahi, kendinize meydan okumaya ve cesaretle okumaya devam etmelisiniz.
Kısa hikâyeler zaten bildiğiniz kelimeler için oldukça iyi bir pratiktir. Daha zor olanları ise, birbirine bağlanan uzun cümleler ve bağlaçların nasıl kullanılacağının yanı sıra yeni kelimeleri de öğrenme şansınızı artırır. İşte size seçtiğiniz hikâyenin okuma düzeyinin sizin için uygun olup olmadığını belirlemek için kolay bir yol: “Five-finger test”.
Hikâyede bir paragraf seçin ve paragrafa hızlıca göz atın. Kaç kelimeyi tanıyor ya da anlamlarını biliyorsunuz? Parmaklarınızla sayın ya da beş parmak testi yapın. Şöyle ki, cümleyi okurken bilmediğiniz her kelimede bir parmağınızı serbest bırakın. Eğer paragrafın sonuna gelmeden önce bütün parmaklarınızı açtıysanız, daha kolay bir öykü ya da metin bulmaya çalışın.
Farz edelim ki gerçekten bir hikâye okumak istiyorsunuz ama seviyesi size göre çok yüksek. Ne olursa olsun hikâyeyi okumaya çalışın. Eğer hikâyenin konusu ilginizi çektiyse, bu sizi, konuyu anlamak için gereken kelimeleri öğrenmeye teşvik edecektir. Ya da, hikâyeyi İngilizce kursu öğretmeninize getirin. Öğretmeniniz bilmediğiniz kelimeleri anlamanıza yardımcı olduğu için mutlu olacaktır. Böylece tekrar okumayı denediğinizde, kendi başınıza hikâyenin tadını çıkarabilirsiniz.
Aktif okuma uygulayın
Herhangi bir metni eğer ‘aktif’ olarak okuyorsanız, bu, İngilizce öğrenmenize çok daha fazla katkı sağlayacaktır. Aktif okumak; kelimelere, anlamlarına ve dil bilgisine dikkat ederek okumak anlamına gelir. Siz de, uzun ya da kısa bir hikâyeyi okurken, kelime ve dil bilgisine dikkat edin. Böylece çok daha verimli bir egzersiz yapabilirsiniz.
Okuma molaları verin
Eğer okuduğunuz hikâye 500 kelimeden fazlaysa okurken mutlaka kısa molalar verin. Kendinizi çok yormayın yoksa hayal kırıklığına uğrar ve vazgeçersiniz. İşlerin çok zorlaştığını fark ederseniz, elinizdeki kitabı kapatın, yaklaşık 15 dakika kadar mola verin ve daha sonra kitabı açıp tekrar okumayı deneyin.
Ve son olarak, sözlükte aramak için sadece birkaç kelime seçin. Bilmediğiniz her basit cümle için sözlüğüne bakmanıza gerek yok. Sözlüğe bakmak için bütün paragrafı anlamanıza yardımcı olacak birkaç kelime seçin. Eğer cümlede sadece bir ya da iki kelimeyi bilmiyorsanız, tüm cümleyi birkaç kez okuyarak diğerlerinin anlamlarını tahmin etmeye çalışın.
Artık hikâyeyi tamamen okuduğunuza göre, sınıf arkadaşlarınızla ya da öğretmeninizle rahatlıkla tartışabilirsiniz. Bunun için derse başlamadan önce sorular yazın. Sınıfta, hikâyenin konusu, dili ve kültürel öğeleri hakkında görüşlerinizi İngilizce olarak paylaşın. İngilizce kursu Mecidiyeköy ve Şişli’den kolayca ulaşabileceğiniz, bire bir dil eğitiminde lider SDM İngilizce Dil Okulu, Mecidiyeköy Metrobüs ile Osmanbey Metro duraklarının arasında, Şişli Camii’nin hemen karşısında yer almaktadır. Mecidiyeköy’den Taksim yönüne giderken Cevahir AVM sol tarafta kalacak şekilde geçildiğinde, 500 m sonra sol tarafta, kolayca bulabileceğiniz bir konumdadır. İngilizce kursu İstanbul – Şişli merkezli dil okulu, Taksim ve Mecidiyeköy tarafında metro, metrobüs ve otobüs ulaşımı ile şehrin her yerinden kolayca ulaşılabilir bir noktada İngilizce kursu eğitimlerine devam etmektedir.
Whatever you do, begin practicing your English skills with some easy short stories today!
Good luck!